Latince adı Apium Graveolens olan kereviz hakkında bir çok efsanevi hikaye duymuşsunuzdur bunlardan en bilineni ve hatta en çok inanılanı ise kereviz sindirimi için harcanan kalorinin kerevizden alınan kalori ile eş değer olduğudur. Bu bilginin doğruluğunu onaylayacak bir araştırma henüz yapılmamış olsa da hemen her diyet programında kereviz tüketmenin faydaları anlatılmakta ve tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
Kereviz havuç ve rezene gibi Maydanozgiller familyasının bir üyesidir. Kereviz hakkındaki ilk bulgular 3000 yıl öncesine ve Akdeniz’e uzanmaktadır. Yunan atletiziminde başarılı sporculara verildiği görülmüştür.
Kereviz Avrupa’da çok üretilip çok tüketilen bir bitkidir. En büyük üreticiler ise Fransa, BElçika ve Hollanda’dır.
Kereviz oldukça iyi bir A vitamini deposudur. Koyu yeşi rengi arttıkça ihtiva ettiği A vitamini miktarı da artmaktadır. A vitamini dışında C, B1, B2, Kalsiyum, Demir, Magnezyum, Fosfat ve Potasyum’da ihtiva etmektedir. Sadece yapraklarında bile bu sayılan maddeler bulunmaktadır.
Ortaçağda kereviz bir çok rahatsızlığın tedavisinde doğal ilaç olarak kullanılmıştır. Sıkıntı, uykusuzluk, romatizma, artrit, gut gibi bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır ayrıca kanı temizlediğine ve enerji verdiği düşünülmektedir. Romalılar alkolün sarhoşluk etksini azalttığını ve baş ağrısına iyi geldiğini düşündüklerinde kereviz yapraklarıyla süslenmiş taçlar takarlardı. Kereviz tohumu yağı idrar söktürücü ve sakinleştirici olarak kullanılmaktadır. Cilt hastalıklarına ve romatizmaya da iyi geldiği düşünülmektedir. Kereviz suyu safra asidi salgısını arttırarak kolestrolü düşürmektedir. Kereviz tohumu yağı peril alkol içermektedir ve bu peril alkol kanser önleyici etkisi olan bileşiktir. Özellikle pankreas, meme, karaciğer kanserinde olumlu sonuç vermektedir.
Yazımızın sonuna gelirken kerevizden bu kadar bahsetmişken Zeytinyağlı Kereviz tarifimizle de sofranızı neşelendirmenizi tavsiye ediyoruz.